27.6.09

birinci dereceden bir bilinmeyenli denklem //


Size bir sorum var. Acaba biz mi şanslıyız. Bizden öncekiler mi, bizden sonrakiler mi?
Biz gelecek çocuklarındanız galiba.
Yıllar önce uzay çağında yaşayacağımız düşülünen.
Aslında uzay araçlarıyla gidio gelecektik ama,
Bilim adamları geç kaldı biraz, iş başa düştü.
Şu tarihte şu olacak demek yanlış bence.
O tarihte yaşayacak insanlara ve o insanların bakış açılarına bağlı sadece.
O insanların ileri görüşlülüğüne.
---
SBS'den çıkmış bir öğrenci tatilde ne yapar?
İnternete girer, ondan sıkılırsa televizyon izler.
En azından bunları bulmuşlar diye şükretmeliyiz.
Anneme babama sizin zamanınızda bu yoktu diye hava atarım.
Acaba biz mi onlara hava atmalıyız onlar mı bize hava atmalı?
Bilgisayarın içinde kaybolduk.
Televizyon düşüncelerimizi makineleştirdi, hayal gücümüz uçtu gitti.
---
Bunları biliyorum, biliyorum ki siz de biliyorsunuz.
Sadece bilmekle yetiniyoruz.
O zaman biraz daha kendimizi avutalım.
Biraz daha antikalara bakıp eskiyi düşünelim. Ama düşündüğümüzü belli etmeyelim.
Eski şarkılar dinleyip, fotoğraflarımızı programlarla eskitelim.
---
Çok olumsuz yazdım galiba.
Ama en önemlisi günün keyfini çıkarmak galiba.
Evet geçmişte olamadık.
Ama gelecek bizim elimizde
Ben yanıtımı buldum galiba.
------
Bir tane daha yok şu andan
Her an yeganedir tektir
Tut yakala saçlarından
Kaçırma vakit nakittir

24.6.09

güzel bi günün harflere çevirisi //


Aslında bloga günlüğümsü şeyler yazmıyorum ama =D
Bugün güzel bi gündü.
Arkadaşlarımla sinemaya gittim. Yeniden 17'ye.
Hatta hep msnden konuştuğum ve hiç yüz yüze görüşemediğim (bugüne kadar =D) Haticenur'un sınıf arkadaşı ve biricik ikizim (: Pelin de vardı.
Ve her zaman olduğu gibi Haticenur.
Aslında isimler yabancı gelebilir.
O yüzden bu bölümü hızlı geçeceğim.

Film güzeldi.
Hayatınızda aldığınız kararları alırken asla pişman olmayacağınız kararlar almanızı söylüyor.Eğer bi karar alıyorsanız onunla mutlu olmanız gerektiğini de.
Ben de filmden ne ders çıkarmışım görüyorsunuz.
Gidin bence filme, gayet de güzel bi yapımdı.
Ve netten görüştüğünüz kişilerle kesinlikle yüz yüze de görüşün.
Çünkü yüz yüze görüşmek insana anlam katıyor bence.
Teknoloji bizi yalnızlaştırıyor mu? Sosyalleştiriyor mu ?
Felsefe yapmayacağım.

* Sırada // 17 Temmuz'da // Harry Potter var.
Evet, fragmanını görünce deliye döndük.
Napacağız? Nasıl bekleyeceğiz?
* Bir teknoloji tutkunun günlüğünden.
* we must be paranoid.

23.6.09

mutluluk fabrikasının en değerli sakinleri //

Blog'a koyabilmek için fotoğraf ve grafik arıyordum.
En güzellerinden, belki yazacak güzel bir konu da çıkar diye.
Nereden geldi bu dürüstlüğüm,onu da bilmiyorum.
Neyse, bi site coco cola grafiği buldum. Harikaydı.
Hani şişeden renkler çıkar ve,
"Coke side of life" der ya. İşte ondan.
Ama site lisanslı fotoğraflar içeriyordu.
Ben de almadım bu yüzden.
Sonra coco cola grafiklerini incelemeye başladım.
Gerçekten harikalarmış,
Ve sırf coco cola reklamları için siteler bile açılmış.
1900'lerden bugüne.
Vay be dedim kendi kendime.
Sonra Mutluluk fabrikasının yapılışını anlatan resimler gördüm. Evet işte o çizimler :


Hayran kaldım.
Eskisi gibi olmasa

Çizgi filmlerin büyüsü ne kadar da büyük?
Dakikalık çizgi filmler binlerce resim.
Bilmiyorum belki ben de arka arkaya resimler çizebilirim
Ve onları bilgisayarda Animation Shop'la gif. formatında hareketli hale getirebilirim.
Yazarken aklıma geldi bu fikir de.
Evet, evet kesinlikle yapacağım.


*** Şimdi yardımınıza ihtiyacım var :/ Acaba ne çizsem?
not: Şu reklam videoları koymaktan vazgeçmeliyim galiba.
not 2 : Youtube'dan paylaşamıyorum çünkü herkes izleyemiyor. Ah Youtube yasağı !

21.6.09

Domino Taşlarının Dostluğu.



Her ne kadar Sony'nin reklamı da olsa.
Gayet güzel bi reklam bence.
Neden Sony'i de dışladım, onu da anlamadm.
Çünkü severim ben Sony'i.
Ve şimdi düşünüyorsunuzdur, bu video ne diye.
Hep sevmişimdir "domino" taşlarını.
Ve onlarla yapılan muhteşem gösterileri.
Aslında çok şey anlatabilir anlık gösteriler.
O taşlardan biri olmazsa tüm düzen bozulur, tüm emekler boşa gider.
Her biri için ayrı ayrı emek verilir, ayrı ayrı üstünde durulur.
Hepsi ne için?
Dakikalık gösteriler için.
İnsanların yüzündeki şaşkınlığı görmek için.
İnsanlardan farklı olarak onlarda sanki bunun farkındaymış gibi birbirlerine destek verirler.
Her ne kadar hissetmeseler de ne kadar önemli olduklarını.
Her parçanın önemi vardır. Muhteşem gösteri için.

Ve aslında anlık olay tüm taşların uyumunu görmek.
Arkalarından bıraktığı şaşkınlığı gizlemek.

Hayal Perisine ...


Hep bi cadı olmak istedim.
Ama masallardaki kötü cadılardan değil.
Elinde sihirli değnek olanlardan.
Saçmaladm, saçmaladm,
Etkisi olmadı mı zannediyorsun filmlerin,müziklerin
Asıl onlar beni böyle yaptı.

Hayal kurmayı seven biri oldum hep.Çünkü güzeldir hayal kurmak.İnsanı en mutlu eden şeydir belki de. En azından benim için öyle.

Peki şimdi hayal kurabiliyor muyum?Tartışılır
Sınavlardı, kitaplardı derken hayal kurmayı mı unuttum ne?
Eminim sadece böyle düşünen de ben değilim.
Ama özlüyorum hiç özlemediğim kadar hayal etmeyi.
Siz de özlüyor musunuz?
Galiba bi Harry Potter daha izlemek lazım.
Sadece HarryPotter kaynaklı olmasa da hayal kurmak.
Tamam, daha çok okumak, daha çok gezmek, daha çok dinlemek gerekiyor ama?
Ben daha çok yapıyorum bunları.
Hayal kurma dağarcığım daraldı.
Ve buradan hayal perisi'ni çağırıyorum.
HEMEN YANIMA GELİP HAYAL KURMAMI SAĞLAR MISIN?
Kaçtın ! Nerelerdesin? Bekleyemem Harry Potter'a kadar. Daha 17 Temmuz'a çok var !

Mim mi? Çok sevdim ben //


Mim modasını bilmiyodum, öğreniyorum.
Mim moda mı onu da bilmiyorum.
Gülceden aldım. Evet işte yanıtlar.

En mutlu olduğum zaman : Hayal kurarak resim çizdiğim zaman. Ah bi de fon müziği varsa :)
Hangi gizli güce sahip olmak istersiniz : Düşünce okumak :)
Çocukluk hayalin nedir: Ressam,dedektif ve müzisyen olmak =D
Ne renk olmak istersin : Yeşil
Şimdi nerde olmak isterdin : Uzayda.

Daha yeniyim dediğim gibi .
Okuyan yanıtlayabilir. :)

20.6.09

saçma teknolojinin saçma yan etkileri //


Benim güzel facebook'um, msn'im sizsiz naparım ben ?

Bugün oyun oynarken fark ettim aslında msn bizi birbirimize mi düşürmeye çalışıyor ne ?Evet, zaten her şeyi birbirine katmayı seven biriyim (bkz. öz eleştiri ) bunu da farklı farklı yorumlayayım.

Msn'in yeni sürümünü indirmişseniz bilirsiniz bi de oyun oynamışsanız yeni sürümde.
Oyun bitti. Bunu profilinizde yayınlamak istermisiniz?
evet işte bu,
1 ) Bu oyunu profilde yayınlayarak arkadaşlarına hava at,diğer arkadaşın da yerin dibine geçsin. Önemli değil ki onun için, sen havanı at.
2) Hem yazım yanlışı yap, hem de yenilen pehlivan güreşe doymaz mantığını geliştir.

.... ne kadar iyi tanıyorsun?

Asıl kafama takılan konu facebooktaki tanıma testleri, uzuun hem de çok uzuun bi zaman bekledim aslında.Hayır modaya uymayacağım çözmeyeceğim o testlerden dedim, ama çözdüm. Yetmedi ben de kendime bi test oluşturdum. Hem de gayet kazık bi test. Kimse %100 alamasın diye. Profilime de "%100 yapacak aranıyor!" yazdım, aradım,aradım, buldum da.

İşin asıl ilginç ve acı yanı sonuçları da pek ciddiye alıyorum. Neyse şimdi testleri bikaç kez daha çözebildiğimi fark ettim.Sonuç o kadar da önemli değil galiba. Bir de bu işi eğlenceye döktük. Bkz. Pelin&Selin işbirliği. %100 yapmak için birbirimize testlerimizin yanıtlarını söyledik, ve hatta başkalarının yanıtlarını da.Bundan da çoo...k büyük zevk aldık.

%100 % 83 % 67 % 50 % 33 % 17 % 0

arkadaşlıklarımız sayıdan mı ibaret ya ?
tamam %100 yapsan ne çıkar ama,
biraz daha ciddiye almasak.
Hem ne çıkarsa çıksın sonuç.
Önemli değil canım.
Bi daha çöz,
Bi daha oyna oyunu.
Yayınla bi tıkla.

* Bir teknoloji hayranının günlüğünden.
* Onun tüm nimetlerinden yararlanırken onu arkasından vuran kız.

i must be paranoid , come and rescue me !!!

19.6.09

oyuncaklar //


Hani üstteki fotoğraf var ya, en üstteki "dikkat selin çıkabilir" yazan.
İşte o resmi ben yaptım
Yanındaki oyuncak bebek de benim porselen bebeğim.
Çok ama çok isteyerek almıştım onu.
Diğer bebeklerim gibi değildi belki , rahatça oynayamıyordum ama çok güzeldi.
Çok önce çekmiştim o fotoğrafı da.
Farkındayım, ne kadar amatörce.
Dediğim gibi anısı var ben de.

Koleksiyonculuğu severim. Kim bilir belki oyuncaklarımı da koleksiyon yaparım, hala duran oyuncaklarımı. Tabi bunun için bi kaç sene daha beklerim. Kimisi hala tatlı geliyor minik kuzenimle oynarken.


Aslında bir sürü yazım var, ödül almış, beğenilmiş. Fakat yenilenmek istiyorum yazılarımın tamamını burada, blogumda, yayımlamak istemiyorum. Büyümeye İnat diye bi yazım vardı. Bu kaydı yazarken hatırladım. Aradım arşivleri buldum. işte bi bölüm:

"O küçücük yürekle kendinden büyüklere özenmek, imrenmek, bazen ezilmek, okula başlayınca on yaş büyümüş gibi düşünmek yani “ Çocukluk.”

Galiba güzel mi yazmışım ne ?
Kendimi övmeyi ve büyükler gibi yazmayı bırakmalı yeni yazılara yol almalıyım :/


tatil mi dediniz ?



SBS gençliğinin hazin sonu.
Galiba biz o hazin sonu yaşayanlardanız.
Bu sabah farkettim sanki hayat iki hafta öncesine kadar vardı şimdi yok mu yani ?
12'den önce uyanma, uyandıysan bi daha yat ki 12'de uyanmış ol, sonra msn, facebook, msn, facebook arasında dolan, tv'de bi şeyler varsa bakın, tüm bunlardan sıkıl, oyun oyna, uyu.
Bir günün tamamen anlatılışı.
Kulağa hoş geliyor nedense.
Bütün bi yıl bunu beklemişken

Hazin son mu mutlu son mu?
Hayır, hayır bıkmayacağım 2 haftada tatilden,
bütün bi yıl bugünleri beklemişken.
Asıl tatil şimdi başlayacakken.

acaba tatil bi zaman katili mi?
blogumu açmamın temel sebebi.

i must be paranoid , come and rescue me !!!

15.6.09

dikkaaaat !

Herkese selam ! Ben s e l i n. Web tasarımıyla uğraşıyorum. Aslında nasıl başladım web tasarımına, ben de bilmiyorum =D . 4 - 5 yıllık bir macera bu benim için ama gerçekten seviyorum. =D

Blog açmaya gelince, bir anda karar verdim buna da. Blogger'a tıkladım ve karşımda blogum. Yazıyı yazdım silindi, benim hatamdı ama yine de sinirlendim galiba. Ben de yeni bir blog açtım, her şeye sıfırdan başlayayım dedim. Adı da ilginç olsun, insanlar tıklasın dedim ve " Dikkat Selin Çıkabilir" i yarattım evet işte tüm olay 3-4 dk içinde oldu. Tabi bu yazıyı yazana dek bir çok kişiyle konuştum msnden, facebooktan bu yüzden bu yazıyı ancak 20:00 da yazabiliyorum. Şablonu seçmem de uzun sürdü bir de. Sonra yukarıda gördüğünüz deneme tadında grafik yazıyı hazırladım, merak etmeyin sık sık değiştiririm.

Olabildiğince aktif olmaya çalışacağım blogda. Bir de arkadaşlarımla açtığım site var, onun da yapımıyla ilgileniyorum. Çok da meşgulüm gördüğünüz gibi.

Arkadaşlarım çok konuştuğumu söyler. Ben ne konuşmaktan ne de yazmaktan yorulurum galiba. Yazmak benim için daha özel. Çünkü söylediklerimi kalıcılaştırıyor. Belki de hem bunun için hem de daha fazla kişiye ulaşmak için açtım bu blogu. Aslında İngilizce açmak istiyordum ama o kadar ingilizce'm yok :/ umarım 1 yıl içinde olur.

Evet, farkındayım tamamen farklı bir konuya geçtim ama bugün testyourself'den test çözdüm " Hangi yaz meyvesisin? " diye. Sonuç beni gerçekten anlattı . Bir dakika bekleyin. testi tekrar çözüp aynı sonucu elde edip buraya yapıştırayım.

"Her evrenizde ayrı bir lezzet verdiniz. Hem herkesin sevdiği hafifçe afacan bir çocuktunuz, hem olgunluğunuza hayran kaldığı büyürken sizi seyredenler. İçliydiniz, samimiydiniz, zekiydiniz ve gene öylesiniz. Tek kusurunuz alınganlığınız ve bir anda kabarıveren öfkeniz. Varlığınız aşırı sıcaklara dayanmıyor. Bu yüzden sizinle uğraşırken tam kıvamında bırakmak gerekiyor. Fazla köpürtülmeye gelmiyorsunuz. Gülüşünüz etrafa huzur veriyor. Sizin olduğunuz yerde tatsızlığa mahal olmadığını herkes biliyor. "

Yazdıktan sonra narsistçe mi oldu diye düşündüm ama, agresifçe şeyler yazdığı tekrar aklıma gelince bu düşüncemden vazgeçtim.

Bundan sonra bloguma düzenli olarak yazı yazacağım. Umarım sürekli takip edersiniz. Bu yazı kendimi tanıtma yazısı gibiydi.Bundan sonra güncel konularla ilgili yazarım muhtemelen.

*fotoğrafları dollielove'dan aldım, görmese de site sahibi teşekkürler //